KAMYONLAR, KAMYONLARLA NAKLİYE II
Kamyonlarda mutlaka muavin bulunur, şoförlük öğrenmek isteyenler yıllarca muavinlik yapar şoförlerin kamyonları kullanmak üzere kendilerine vermeleri için adeta yalvarırlardı. Uzun yollarda şoförler muavinine güveni gelince tenha yollarda özellikle geceleri aracı verir ve meslekte yetişmesini sağlardı. Şoförle muavini arasında güzel bağlar kurulur bazı şoförler muavinlerini kendi çocuklarından ayırmazdı. Muavinler ise şoförü usta diye baba yerine koyar hiç hatırını kırmazlardı. Yıllar geçip teknoloji geliştikçe kamyonlar gelişti ve daha sonraları ise yolcu nakli kesinlikle yasaklandı. Günümüze gelirsek kamyonlar TIR, lar teknoloji olarak çok gelişti. Eski şoförler ne var şimdi araba kullanmakta kamyonculuk bizim zamanımızdaydı araçlar eski, yollar kötüydü. Şimdi ise arabalar sanki uçak gibi yollar kaymak diye iç geçirmekteler. Kamyonculuk tutkudur. Araç ne kadar eski ne kadar zorlu olsa bile kamyona tutkun olan şoför aracıyla bütünleşmiştir. Şoförler kamyonlarını evlatları gibi sever yükünü indirdikten sonra güzelce yıkayıp her an yola çıkacak şekilde yük beklerlerdi.
İlk araçların tümünde marş dinamosu olmadığı için mekanik olarak çalıştırılırdı. Uzunca bir demir kolla volantın döndürülmesi sağlanır aracın önünden sokulan kol adı verilen demir aparat volantı çevirir araç bu şekilde çalıştırılırdı. Elinde kol denen aparatla aracın önüne gelen muavin kolu hızla çevirir araç çalışınca hemen araca binerek yola çıkarlardı. Günümüzdeki gibi şoför koltuğuna oturup kontak anahtarını yerine takıp çevirerek aracı çalıştırmak yoktu. Şanzımanlar kara düzen denen karışık bir sistemliydi. Bir çok araçta şanjman karışır vites değişemediği için eğer şoför şanzımanda vites karışıklığını gideremezse araç hareket edemez büyük sıkıntı yaşatırdı. Her ne kadar zor olsa bile sürekli aynı sıkıntıyı yaşayan şoförler sanki tamirci gibi şanzımanı düzeltmeyi öğrenirdi. Şanzımanın diğer bir sıkıntısı ise dişliden çıkan kolun vitesi boşa alma durumuydu. Buna vites atma derlerdi. Arabada vites atma huyu varsa özellikle rampa iner veya çıkarken mutlaka vites kolunu tutarlar kol yerinden çıkıp şanzıman devre dışı kalmasın diye çaba harcarlardı. Rampa inerken vites atan arabayı durdurmak imkansız gibiydi. Bu nedenle birçok araç kaza yapmıştır. Vites kolunu tutmak muavinin işi idi. Muavin rampada Şoför söylemeden vites kolunu tutar rampa bitene kadar bırakmazdı. Bu konuda eskiler bir çok hikaye anlatır.
Kamyonda teker sökmek ve tamir etmek için kazma lastik yaması ve mutlaka iyi bir pompanın olması gerekirdi. Lastikler pompa ile şişirilir bu görev muavinlere düşerdi. Şoför lastiği tamir eder muavin geri kalan işleri yapardı. Bulunması gerekken bir başka ihtiyaç ise bidonlarla su idi. Motor su kaynatır eksilen suyu takviye etmek gerekirdi. Motor arıza yapmaya başladığında çalışması değişir harrımm harrrıııım diye ses çıkarırdı. Eskilerin bahçelerin sulak ve güzel olan kısımlarına harım denirdi. Aracın çalışması değişince araç sahibine bir harım sattıracak diye konuşulurdu. Aracını tamir ettirebilmek için bahçesini, tarlasını, harımını satan araç sahibi iyi para kazanınca yatırım amaçlı bağ, bahçe, harım alırdı. İstisnasız tüm kamyonlara isim verilirdi. Kamyona isim verilmedi ise araç sahibinin lakabı ile bilinirdi. Teknolojik gelişme ile uçak konforuna yaklaşan kamyonlar taşımacılıkta ülkemizde önemini halen korumaktadır.
|
||||||||
|