00
|
||
70 LERDEN GÜNÜMÜZE VEFAT EDENLERİN CENAZE İŞLEMLERİ I | ||
Mesut ÖZERDEN | ||
yalvacfm@hotmail.com | ||
70 LERDEN GÜNÜMÜZE VEFAT EDENLERİN CENAZE İŞLEMLERİ I
Sanki ölümler önceden bilinirdi. Vefat edecek olan kişiyi bazı insanlar günler önceden bilerek söylerdi. Kulağının arkası sararmış, gözlerinin feri gitmiş gibi sözlerle yakında ölür denir ve kısa süre sonrada vefat ederlerdi. Bu değerlendirmeler içerisinde hastanın yemek yememesi ve sık tuvaletini yapmasıdır. Sık tuvaletini yapmasını ise içerisini temizliyor diye yorum yapılırdı. İnsanların duası üç gün yatak sonra toprak diye temennide bulunurdu. Genelinin duası da tutar vefatından önce yataklara düşer kimileri kendini bilmez halde kimileri ise öleceğini bilerek beklerdi. Bazı kişiler ben yarına çıkmam öğleyi görmem gibi sözlerle vefat zamanını bildirir gibi söylemlerde bulunur ve dedikleri şekilde olurdu. Bir çok kişinin söylediği şekilde vefat ettiğine şahit olanlar vardır. Kendi cenaze hazırlıklarını yapanları da görmüşüzdür. Hazırlık olarak su ısıtmada kullanılacak odunundan mezarda sapma üzerine kapatılacak beton veya ahşap tahtaları hazırlayanlar vardır. Kefen deseniz zaten helal olduğunu düşündüğü para ile çoktan alınmış hazırlanmıştır .Ölümü bekleyen kişiye sekarette denir yakınları dostları helalleşelim diye ziyarete gider helalleşip ayrılırlardı. Hasta yatağında ölümü bekleyen insana ‘’HAKKINI HELAL ET’’ demek hata sayılmaz insanlar mutlaka helalleşmek gerek diye düşünürdü. Hasta ve yaşlı ise ziyarete gelenlerden kendisi helallik ve dua isterdi. Ölümü bekleyenler yatağın başında birisinin Kuranı Kerim okumasını isterdi. Aileden Kuranı Kerim okumasını bilen varsa okur yoksa mahalle hocaları çağrılarak Kuranı Kerim okur genellikle Yasin okunurdu. Bir çok kişi ise ilmine güvendiği hocanın vefat edene kadar yanında Kuranı Kerim okumasını dua etmesini isterdi. Ölümü bekleyen ise iyice kendinden geçene kadar Kelime-i Şehadet getirir eğer Şehadet getirmekte zorlanırsa yanındakiler yardımcı olmaya uğraşır sesli şekilde Kelime i Şehadet getirilirdi. İnsanlar ölümü sürekli hatırladıkları için kefenlerini önceden hazırlar ve cenaze işlemlerinde kullanılmak üzere ‘’ALTIM ÜSTÜM’’ diyerek para hazırlardı. Bir kenara para hazırlayamayanlar satışı yapılınca cenazesinde harcanacak parayı karşılayacak şeyleri satarak cenaze giderlerinin karşılanmasını vasiyet ederdi. Bunlar bahçelerde ağaç, ahırdaki hayvanlar veya tarladan alınan buğday, arpa gibi hemen satılarak para getirecek şeylerdi. Altım üstüm diyerek hazırlanan paralar cenaze işlemlerinde harcanırdı.
Cenaze olunca hemen mahalle hocasına haber verilir ve sela okuması istenirdi. Hoca selaya başlayınca sesi duyan elindeki işi bırakır selayı dinler selanın bitmesiyle cenaze evine giderlerdi. Yapılacak bir iş, yardım edebileceğim bir konu var mı diye bekleşirlerdi. İnsanlar doğaldı yapmacık ahreketleri yoktu. Yapılacak bir şey varmı diye sorsa ,şu yapılacak denildiğinde birkaç kişi koşardı.
Selayı veren hoca cenaze evine gelir ve cenazeyi rahata almak denilen işlemin yapardı. Cenaze uygun bir odaya alınıp cenazenin şişmesini önlemek için karnına bıçak satır gibi demir alet konurdu. Hoca bir bez parçası ile cenazenin çenesini bağlar ölüm hasıl olunca yanında kim varsa gözlerini kapatırdı. Çenesinin bağlanması ve gözlerinin kapatılması çok önemliydi. Gözlerini kapattığında halen açık duruyorsa görmek istediği birini göremedi veya hayatta istediği olmadı gibi yorumlar yapılırdı. Çocuğunu evlendiremeden öldüğünü düşünürsek gözü açık olursa yorum çocuğunu evlendiremediği için gözü açık gitti şeklinde olurdu. Ölen genç ve küçük çocuğu varsa doyamadan gözü açık gitti diye yorumlar yapılırdı. Ölünce çenesi bağlandığı için bazı insanlara beddua için çenesi çekilesice diye söylenirdi. Vefat duyulunca yakınları akrabaları toplanır ve cenaze işlemleri için görev taksimi yapılırdı. İlk işlemlerden bir tanesi mezar kazmaktı .Mahallelerde gönüllü olarak mezar kazmayı görev edinen kişiler bulunurdu. Genel olarak cenaze evinde kadınlar beklerken erkekler ise en yakın komşu evinde toplanırlardı. Tüm mahalle camilerinin uygun kısımlarında cenaze yıkamada kullanılan teneşir ve cenaze taşımada kullanılan taput (sal) bulunurdu. Sular kazanlarda ısıtılır kazanların altında yanan odunların dumanı tütmeye başlayınca cenazenin o evde olduğu uzaktan anlaşılırdı.Camilerden teneşir getirilerek evin hayatlarında uygun bölümüne yerleştirilirdi. Bayan ise bayan hoca olarak adlandırılan bayanlar gelerek cenazenin yıkanması için hazırlanır. Su ısıtılırken kefeni keser hazırlardı. Erkek ise mahallenin imamı cami müezziniyle gelerek su ısınırken kefen kesilerek hazırlanırdı. Su ısınınca cenaze teneşire getirilir ve yıkama işlemi yapılırdı. Cenazeyi hoca yıkadıktan sonra cenazeye su dökmek sevaptır diye su dökmek isteyen var mı diye sorar ve su dökmek isteyenler gelerek cenazeye su dökerlerdi. Yıkama işlemi bitince kefenleme yapılır ve taputun içerisine serilen halı ,kilime cenaze konurdu. Cenaze yıkanırken evin bir odasında Kuran okunur cenazenin günahlarının affedilmesi için dualar edilirdi. Başka bir gelenek ise yemin savun adı altında bir miktar paranın iki kişi arasında aldım kabul ettim şeklinde defalarca alınıp verilerek cenazenin günahlarının affolacağı düşünülürdü. Bu işlemi bazıları DEVİR (para iki kişi arasında alınıp verilerek devir yapıldığından dolayı) diye adlandırırdı. Cenazeler öğle veya ikindi namazı sonrası camilerde kılınır taputta hazırlanmış olan cenaze namazı camide kılınacaksa taput cami önüne getirilir, cenaze namazı mezarda kılınacaksa mezarlıktaki musalla taşlarında bekletilirdi.. Camide veya mezarlıkta musalla taşına konulan cenaze namazı kılındıktan sonra namaza katılan cemaat taputun taşınması için adeta birbiri ile yarışırdı. Taputu taşımak sevaptır diye düşünerek mutlaka mezara gidene kadar bir defa olsun taputu taşıyan kollardan birisini taşımak için tutardı.
|
||
Etiketler: 70, LERDEN, GÜNÜMÜZE, VEFAT, EDENLERİN, CENAZE, İŞLEMLERİ, , I, |