BAKIŞIN MUTLULUGUNU BELİRLER
İnsanın hayata bakışı o kişinin mutluluğunu belirler. Sürekli negatif bakanları hiçbir şey mutlu edemez. Kimi insanlar ise küçük şeylerle mutlu olur, hayata pozitif bakışıyla mutlu yaşar.
Önce her şeyi dert edenlerden başlayalım.
Aslında mutsuz olması için bir neden yoktur. Allah sağlam bir vücut vermiştir. Akşama evde ne yiyeceğiz derdi yoktur. Sabah gidip akşam dönebileceği bir işi, ayağını yerden kesecek bir arabası, eve gidince kendisine sıcak bir yemek sunacak eşi, kendisine hayran sürekli gözünün içine bakan, her hareketi ile kendisini taklit eden bir evladı vardır. Ancak gözü her zaman yükseklerdir. Falanın arabası son model şu marka, evi kocaman beş oda, az çalışıp çok kazanıyor diye kıskanır durur. Sürekli imrendiği kişiyi izleyip hırslanır ancak olduğu yerde saymaktadır. Ne bir adım ileri ne geri gitmektedir. Arabasını, evini, işini, eşini beğenmez olur. Tabi ki bu durumda mutluluk ta kendisinden uzak olur. Uzaktan kendine imrenerek bakan çok insan olduğunu dahi fark edemez. Her şeyi dert etmektedir. Yüzü gülmez, yaşadığı hayat kendisine zevk vermez olur. Hiçbir zaman düşünmez ki gün kazanıp gün yiyerek yarın nasıl olacak bilmeden hayatını sürdüren insanların neler çektiğini. Kendisinin beğenmediği evi gibi bir ev hasreti çekenlerin ne kadar çok olduğunu hiç aklına getirmez. Beğenmediği arabasına imrenerek bakan insanlar olduğunu düşünmez. Böyle düşünen insanlar karamsar bir hayat sürerler.
Böyle insanları mutlu etmeye imkan yoktur. Ne yaparsan ne söylersen mutlaka olumsuz bir yön bulur ve kendini üzecek sıkıntıya sokacak bir yol bulur. Güldüğünü mutlu olduğunu görmek imkânsız gibidir. Nasıl olur bilmiyorum her zaman negatif düşünenler birbirini bulup her şeye olumsuz bakarak adeta mutsuzluğa davetiye çıkarırlar. Böylelerinden uzak durup olabildiğince mutlu olmaya gayret etmelidir.
Hayata pozitif bakanlar ise küçük şeylerle mutlu olup sıkıntıdan stresten uzak kalarak yüzleri gülümseyen insanlardır. Sürekli kendinden daha iyi durumdakilere değil kötü durumda olana bakarak şükür eder. Bu insanları ise mutluluk yakaladığında bırakmaz. Kendinden daha kötü olanı düşünüp sağlığım yerinde, iyi kötü evime ekmek götürecek işim var, akşama karnımı nasıl doyuracağım derdim yok der. Hayata gülümseyerek bakar ve mutlu yaşar.
Bir radyo programında sunucu söze başladı “üzülme” diyerek. Nasıl olur dedim ve dikkatle dinlemeye başladım.
Ben yazayım sizde dikkatle okuyun…
ÜZÜLME
Daha önce çok şeye üzüldün, faydası olmadı…
Çocuğun başarısız olunca üzüldün BAŞARDI MI?
Sevdiğin bir yakının ölünce üzüldün CANLANIP DÖNDÜ MÜ?
Ticarette zarar edince üzüldün zararların KÂRA DÖNÜŞTÜ MÜ?
Felakete üzüldün FELAKETLER ÇOĞALDI.
Fakirliğe üzüldün HUZURSUZLUĞUN ARTTI.
Seni sevmeyenlerin dedikodularına üzüldün ONLARI SEVİNDİRDİN.
Üzülme çünkü üzüntü sana geniş bir ev, güzel bir eş, yüce bir makam, hayırlı bir evlat vermez.
Üzülme
Çünkü; üzüntü saf suyu zakkum gibi acı, gülü dikenli bir ot, güzelim bahçeni bir çöl, nurlu hayatı da yaşanmaz bir hapishaneye dönüştürür.
ÜZÜLME!
Ve halline şükret, sağlam iki gözün, kulakların, iki elin kolun ayakların var. Konuşan bir dilin ve sağlam bir vücudun var. İçinde huzur bulacağın bir evin, bir ailen var. Yiyecek ekmeğin, içecek suyun, giyecek elbisen var. Hele birde yanında huzur bulacağın insanlar var. Bakmayı görmeyi bilirsen üzüntüye gerek yok…
Küçük şeylerle mutlu olan nesillerden, ne verirsen ver mutlu olamayan nesillere doğru hızla gidiyoruz. Bu nedenle hayata güzel bakıp mutlu olmalı. Mutlu olmak için sebep aramalı. Sizi mutlu eden insanları kaybetmemeli. Onların hayatında olmasını sağlamalı. Dostunla bir bardak çay içip en kötü günümüz böyle olsun demeli, diyebilmeli. Yaşadığın hayattan zevk almalı, zevk almasını bilmeli.
Hayata güzel bakıp sizleri mutlu eden dostlarla olmak dileğiyle…
En kötü günümüz böyle olsun diyelim. Bugünümüze şükür diyelim.
|