Reklamı Geç
YAZARLAR
DOĞAL HAYAT
Mesut ÖZERDEN
06 Aralık 2021 - Pazartesi 00:44

     DOĞAL HAYAT
     Yaşı ellinin üzerinde olanlar gerçek anlamda Doğal yaşamış kişilerdir bence. Çocukluk çağlarında almış oldukları gıdalar katkısız, tam anlamıyla doğaldı. Hemen her ailenin küçük de olsa sebze için bahçeleri veya evlerinin önündeki Hayatta sebze dikilecek alanları vardı. Sel çayından yaz kış eksik olmayan sürekli akan suyu arıklara(sulama kanallarına) yönlendirilip sulanan bahçede toprak tava getirilir ve bellenerek sebze dikimi için hazırlanırdı. Nisan sonu Mayıs ayı ortalarına kadar bahçeler hazırlanır ve sebze dikimi yapılırdı.
     Tohumları bir yıl öncesinden ayrılır, özenle saklanır ve bahçede hazırlanan kısımlara dikilirdi. Genelde evin hanımı bahçeye gelince şöyle bir göz atıp nereye ne dikeceğini kararlaştırıp sebzelerin yerlerini belirlerdi. Eğer yeterli miktarda tohumu yoksa hemen komşuya gidip ‘’Gız Aşa’’ Firek (domates) tohumum yetmedi, kalmamış, bulamadım… Accık ver! Der. Komşusu beze sarılı tohumlardan getirir verirdi. Firekler (domates), bostanlar (salatalık) gabak, fasulye, büber bahçede ayrılan garıklara dikilir ve dikildiği anda  mutlaka fidanın dibine su dökülür, dökülen bu suya  “can suyu” denirdi.. Domatesler yemelik(yemeğe katılan ve katık olarak kullanılan) ve bestellik (salçalık) olarak iki ayrı gurup olarak dikilir, yetişip zamanı gelince yemelikler toplanır ancak salçalıklar sonbahar başına kadar bekletilip iyice olgunlaşınca toparlanır ve salça yapılırdı. Mekkeler (mısır) ise genelde sebze aralarına serpiştirilir, özel bir alan ayrılmazdı. Bu sayede diğer sebzelere daha fazla alan ayrılmış olurdu. Yaz ortasında sebzeler olgunlaşmaya başlayınca toplanan fasulye, topraktan çıkartılan patates ve koparılan mısır kara tencereye doldurulup sıyırma vurulur afiyetle yenirdi. Beslenme de böylesine doğal olurdu.
     Sonbahar geldiğinde havaların iyice soğuması beklenmeden tohumluklar ayrılır don (soğuk) vurmasın diyerek tüm ürün toparlanıp fidanlar (kökenler) kökten sökülerek hayvanlara yem olarak verilirdi. Hayvanlarda doğal beslendiğinden et ve süt ürünleri de organik olurdu.
     Tarlalara ekilen buğdaylar biçilerek, arpalar yolunarak kağnılarla, arabalarla harmana taşınır ve düvenle ezilerek sapı taneden ayrıldıktan sonra toparlanır ve tınaz(saman ve buğday tanelerinin karışık hali ile yıgın yapmak) yapılır, rüzgar beklenir, rüzgar çıkınca yaba ile savrularak samanla buğday taneleri ayrıştırılır. Taneler çuvallarla evlerdeki serpinlere dökülür, samanlar ise kışın hayvan yiyeceği olarak samanlıklarda yerini alırdı. Tarlalara  gübre olarak hayvan gübresi dökülür iki yılda birde tarlalar nadasa(ekim yapılmadan boş bekletilme hali) bırakılırdı. Buğdaylar tam anlamıyla doğaldı. Buğdaylar bulgurluk ve  öğütmelik/yemelik (un yapılacak) diye iki kategoriye ayrılır, bulgurluk buğdaylar bulgur yapımı için ayrılır, un için olanlar ise yıl bazında dönem dönem un değirmenlerinde öğütülüp mahalle fırınlarında ekmekler yapılırdı. Buğdayların kepekleri ayrılmaz şimdiki gibi özellikle kepekli demeden tüm unlar doğal kepekli olurdu. Ekmekler mahalle fırınlarında yapılırdı. Mahalle fırınlarında yapılan  ekmeklere “ev ekmeği” çarşı fırınlarında yapılan ekmeklere ise “somun” veya “Pazar ekmeği” denirdi. Somunlar fırından çıktıklarında sıcak sıcak kokusu metrelerce ileriden duyulur, iştah kabartırdı. Somun alındığında katık aranmaz sade olarak yenebilirdi.
     Yumurtalar ise evin avlusunda gezinen tavuklardan alınır, yem olarak bazen buğday, arpa verilse de avluda gezindikleri alanda buldukları ile beslenir yumurtalar nefis olurdu. Şimdi ise yumurta çiftliklerinde sun’i yemle beslenip büyüklüğü, sarısının renk tonu ayarlanmakta, hatta istenirse sarısı yerine başka renkte yumurta alınabilmektedir. Köylerde dahi doğal gezen tavuk yumurtası üretimi azalmıştır. Tavuklar gezmektedir ancak yemleri yumurta yemi olarak üretilen yemdir. Bu yumurtalarda gezen tavuk yumurtası diyerek satışa sunulmaktadır. 
     Her evde bir inek veya manda (camız)bulunur; yoğurt, kaymak bunlardan temin edilirdi. Sütler kaymak, yoğurt, peynir ve kesmik olarak değerlendirilir. Tereyağı yapanlar ise hiç katkısız gerçek yağlarını yapar, güvenle tüketilebilirdi. Evinde hayvanı olmayanlar ise pazartesi günleri yoğurt pazarından katkısız süt ürünleri ihtiyaçlarını giderebilirdi. Halen daha giderilebiliyor. Ancak eski doğallıktan eser kalmadı.
     Günümüzde  hemen hemen tüm ürünlerde katkı bulunmaktadır. Fazla kazanç yapmak için her ürüne katkı yaparak hileli üretim yapılmakta olduğu söyleniyor. Eski doğallığı bilenler mümkün oldukça doğa ürün tüketmek için çaba harcamaktadır. Güzel Yalvacımızda doğal üretim yapanlar desteklenmeli ürün alırken doğal olanlar tercih edilmelidir ki mümkün olduğunca doğal bir hayatımız olsun.

 

Adınız
Yorumunuz
ALİ ÜSTAY - 16 Haziran 2022  
bir de ziraat mühendisi olacak- bu 18 uygulaması ile canım bahçeleri mahv etti sanki yalvaçta apartman dairesi çok lazım


Diğer Yazıları

KAMYONLAR, KAMYONLARLA NAKLİYE II
KAMYONLAR, KAMYONLARLA NAKLİYE I
BİNLERCE YILDIR YALVAÇ'A HAYAT VEREN SU ÇIKTIĞI SUYU
TARLALARIN SÜRÜLMESİ-EKİLMESİ-YOLUNMASI-BİÇİLMESİ
ÜZÜM BAĞLARI
ELMA BAHÇELERİ II
ELMA BAHÇELERİ
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
YAZILARIMIN BİRİNCİ YILI DOLMUŞ
RAMAZAN BAYRAMLARI-II
RAMAZAN BAYRAMLARIMIZ I
İHBAR BİLLEZİ-HACI İBRAHİM EFENDİ
CENAZE NAMAZI VE DEFİN İŞLEMLERİ II
70 LERDEN GÜNÜMÜZE VEFAT EDENLERİN CENAZE İŞLEMLERİ I
RAMAZANLARIMIZ NE GÜZELDİ
YALVAÇ'IMIZIN YETİŞTİRDİĞİ İNSANLARI TANIYOR MUYUZ, DEĞERLERİNİ BİLİYOR MUYUZ?..
RESİMLİ ROMANLAR SAYESİNDE OKUMAK
HACI PİLAVI
YALVAÇ OTOGARLARI II
YALVAÇ'IN OTOGARLARI I
YALVAÇTA ÜNİVERSİTE-OKULLAR-KILIÇARSLAN KAMPÜSÜ-YERLEŞKESİ
BÜYÜK ÇARŞI YANGINLARI
AKŞEHİR BELİ-YALVAÇ’IN AKŞEHİR’LE OLAN BAĞLANTISI
KİMİNİN DELİ, KİMİNİN VELİSİ; VASFİ
ELEKTRİK ÜRETİMİ
SU DEĞİRMENLERİ-2
SU DEĞİRMENLERİ
MAHALLE TAKIMLARI
ESKİLERDE YILBAŞI
YÖRÜK NE DEMEKTİR
MUSALLA
İYİ BİR İNSAN TANIMIŞIM: YUSUF BİLGE BÜYÜKBOYACI
MAHALLE FIRINLARI
BAKIŞIN MUTLULUGUNU BELİRLER
RAMPALI ÇARŞI
HAN
ÜZÜM BAĞLARI
KIŞ HAZILRLIKLARI IV PASTIRMALIK
KIŞ HAZRLIKLARI III ODUN HAZIRLIĞI
KIŞ HAZIRLIKLARI II - TEZEK YAPMA-GAZEL SÜPÜRME TEZEK YAPMA
70 Lİ 80 Lİ YILLARDA KIŞ HAZIRLIKLARI I
YALVAÇ EVLERİ
YAĞCILAR ARASTASI
DEMİRCİLER ARASTASI
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
AYAKKABICILAR ARASTASI
KÜLTÜR MERKEZİ
BAKIRCILAR ARASTASI
DÜNDEN BU GÜNE HÂLİMİZ (HÂL/SEBZE BAZARI)
NOSTALJİ-KURBAN BAYRAMLARI
ESKİLERDE NE BULDUM II
ESKİLERDE NE BULDUM-I
ORTAYI NE ZAMAN BULACAĞIZ
HAYATI YAŞAMAK GEREKİR
SILA-İ RAHİM -BULUŞMA GÜNLERİ-
MUSTAFA BÜYÜKKUTLU (BİYOGRAFİSİ)
MUSTAFA BÜYÜKKUTLU
BİZİM 19 MAYISLARIMIZ
ÇINARALTI
TABAKHANE
DALDAN DALA
0