ÇINARALTI
Yalvaç deyince aklınız ilk gelen şey nedir desem, oy birliğiyle ÇINAR dersiniz. Çünkü Çınaraltı Yalvacımızın simge yerlerindendir. En az 800 yıllık Çınar ağacı etrafında Yalvaçlının buluşma noktasıdır. Çınaraltı kahvehanelerin yoğun olduğu ve birçok etkinliğin yapıldığı merkezdir. 100 yıl öncesinden gözlemlemeye başlarsak genelde kahvehane olmakla birlikte kıble yönünde evler ve Emir Ahmet türbesi bulunmaktadır. Çınar ağacının Kuzeybatı cephesinde 5 metre yanında su kuyusu bulunmaktadır. İçme sularının şebeke halinde dağıtılmayıp kuyulardan temin edildiği yıllarda kuyu faal olarak işlevini sürdürmüştür. Alan dikdörtgen bir şekildedir. Uzunluk olarak doğu batı yönü daha fazladır.
Çınaraltı Emir Ahmet Türbesi ile özdeşleşmiş olsa da 1940 lı yıllarda Türbe bulunduğu alandan kaldırılarak Kızılca mezarlığına defnedilmiştir. Emir Ahmet hakkında Kurtuluş savaşı zamanında anlatılan rivayetler bulunmaktadır. Emir Ahmet türbesi 1995 yılında yeniden düzenlenip türbe haline ziyarete açılmış ve uzun yıllar sonra 2019 yılı Kasım ayında tapusu kendisinde olan kişi büro olarak kullanmak üzere Emir Ahmet’in mezarı tekrar Kızılca mezarlığına taşınmıştır.
1924 yılında Michagen Üniversitesi Antik kentte kazı yapmış ve Birçok Yalvaç fotoğrafı arşivlemiştir. Bunların arasında Çınaraltı fotoğrafları da bulunmaktadır. Bu fotoğraflardan günümüze kadar olan değişim izlenebilmektedir. 1924 yılında bile bir çok Kahvehane olduğu görülmekte…
1992 yılında Antalya Koruma Kurulu tarafından Çınar ağacı tescillenerek koruma altına alınmıştır. 1994 yılına kadar doğu batı yönünde yol geçerken yapılan alan düzenlemesi ile yol kapatılmıştır.
Çınaraltında 1948 yılından itibaren berberlik yapmakta olan Garipoğlu berber salonu üçüncü kuşak berberlik mesleğini sürdürmektedir. 1950 yıllarında bulunan hamam yıkılarak yerine yapılan binadaki Sinema salonu Çınar sineması adı altında çok uzun yıllar hizmet vermiştir. Televizyonlar ve videoların yaygınlaşması sonucu sinema, Yalvaç tarihindeki yerini almıştır. Son düzenleme ile Çınaraltında bulunan işyerlerinin tümünün dış çerçeveleri aynı model olarak düzenlenmiş düzgün bir görüntü verilmek istenmiştir.
Çınaraltı Yalvaçlının buluşma noktasıdır. Misafirlerini ağırladığı ve bir çok etkinliğin yapıldığı alandır. Yalvaçlı arasında Yalvaca gelen misafirler için “Çınaraltına gitmediysen Yalvaca geldim diyemezsin” diye bir söz vardır. Bu nedenle gelen misafirler mutlaka çınaraltını ziyaret eder ve mevsimine göre kış günü ise çayını, kahvesini yaz günü ise Yalvaç yoğurdundan yapılma ayranını içer, güzel hatıralarla geri döner. Her hangi bir nedenle yolu Yalvaca düşmüş olanların Yalvaçlı gördüklerinde sordukları ilk soru koca ağaç duruyor mudur. Yalvaçlının buluşma noktası derken her durumda Çınaraltı önemlidir. İş yaptıracaksın işçimi arıyorsun bulabileceğin yer Çınaraltıdır. Sohbet mi istedin arkadaş bulup sohbet edebileceğin yer Çınaraltıdır. Birisini mi aradın bulabileceğin yer Çınaraltıdır. Bayramlaşma mı var mekan Çınaraltıdır. Partiden yetkili mi geldi gideceğin yer Çınaraltıdır. Seyyar satıcı mı geldi uğrayıp satış yapacağı yer Çınaraltıdır. Festival mi yapıldı mutlaka bir etkinliğin yapılacağı yer Çınaraltıdır. Çınaraltında çok hatıralar saklıdır. Yalvaçlı olup ta Çınaraltında anısı olmayan yok gibidir. 2000 li yıların başına kadar bayanların önünden dahi geçemediği Çınaraltı daha sonra Bayanların da rahatlıkla oturarak çayını kahvesini içip tavla oynayabildiği mekan olmuştur. İlk zamanlarda ne kadar garip görülse de alışılan bir durum olmuştur. Yine de iyi mi oldu kötü mü diye farklı fikirler tartışılmaktadır.
Yıllardır kahvehane çalıştıranlar arasında tatlı bir rekabet vardır. Müşterisine nasıl hizmet verirsem memnuniyet kazanabilirim düşüncesi ile ikram çeşitliliği yapılmaktadır. Bir kahvehaneye oturduğunda garson elinde kolonya ile ikramda bulunurken bir diğerinde patlamış mısır küçük bir kabın içerisinde masaya ikram olarak sunulmaktadır. Kısacası Yalvaç denince akla hemen Çınaraltı gelir. Güzel günlerde serbestçe Çınaraltında buluşmak sohbet etmek üzere…
|
||
|