ELMA BAHÇELERİ II
Elma bahçesi yapacak olan tarlasını hazırlar ve dikilecek elma fidanlarını temin ederek belli aralıklarla açılan çukurlara dikilir ve ilk olarak can suyu adı verilen suyla sulanıp sanki bir evlat yetiştirir gibi dikkatle bakımları yapılırdı. Elma ağacının yanı sıra şeftali ve armut ağaçları dikilmeye başlandı. Daha sonraki yıllarda ise kiraz, vişne fidanı dikilerek çeşitlilik artırılmıştır. Elma ağaçlarının arasına sebzeler dikilir, hayvanlar için yonca mandalları bulunurdu. Değişik noktalara mısırlar, kavun, karpuz dikilerek her karış toprak değerlendirilirdi. Misafirler geldiğinde elma bahçelerinde kabul edilerek temiz hava bol gıda usulü eğlenilirdi. Yalvaç dışından gelen misafirler için elma bahçeleri çok farklı gelir büyük değişiklik olarak güzel anılar olarak hatırlanırdı. Yaz sonu ise mısırlar közlenir patatesler topraktan çıkartılıp köze atılır ve afiyetle yenirdi. Aileler kendi aralarında bahçede oldukları zaman yemek vaktinde bakır tencereye sıyırmalar(mısır ,fasulye, patates) vurulur Yalvaç ekmeğiyle yenirdi. Açık havanın verdiği tatla farklı bir lezzetler yaşanırdı. Nadir olsa da bazı amir memurlarda elma bahçelerinde ağırlanır bahçe sahibi elinden geldiğince misafirleri memnun etmek için çaba harcardı. Bahçelerde insanların iştahları açılır yedikçe yemek isterlerdi. Elma bahçeleri yaygınlaşmaya başlayınca sulama sorunu artmaya başladı .Sücüllü barajı yapılınca Akköprü çayının suyu akmaz oldu. 1973 yılında kuraklık oldu bir çok bahçe barajdan su dağıtımı yapılana kadar su olmadığından kurumuştu. Sulama kanalları Yalvaç bahçeleri ve köylerine kadar uzadı. Hatırlayabildiğim kadarı ile barajdan üç büyük kanalla çıkan su kanalları bir tanesi Akköprü, diğeri Sücüllü Yalvaç yoluna paralel diğeri ise Sücüllü’nün doğu cephesinden geçerek düzkır mevkiinden devlet su işleri yanından inerek Salur Sofuların alt kısmındaki bahçelere kadar uzanmaktadır. Köylere ise Akköprü den uzanan su kanalları Yağcılardan Hüyüklü’den Eğirler’e kadar uzanmaktaydı. Üç kanal ana kanal olarak bilinir ara bölümlere ise ara kanallarla dağıtım yapılırdı. Hangi bölgeye su verilecekse haftanın belirli günleri belediye hoparlörinden anonslar yapılır günü geldiğinde bahçe sahiplerinin bahçelerinde olması sağlanırdı. Belirli sürelerle kanallara su veriliyor ve Devlet Su İşerinin görevlisinin yönlendirmesiyle hangi gün hangi bahçe sulanacaksa kanaldan sifon veya eğri boyun adı verilen aparatla alınarak bahçeler sulanırdı. Günümüze bu sulama şekline vahşi sulama adı verilmektedir. Bu dönemde her ne kadar kanallardan sulama yapılsa bile kuyulardan da sulama yapılmaktaydı. Sulama konusunda büyük sıkıntılar yaşanmış kanallardan sulama sırası için kavga eden mahkemelik olan ve cinayet işleyenlerde olmuştu. 2000 yılarının ortasında ise elma bahçeleri azalmıştır. Ailenin yaşlıları vefat ettikçe gençler bahçelere bakım yapmaz oldu. Bu nedenle bahçelerdeki ağaçlar kurudu elmacılık Yalvaçta yapılmaz oldu. Elma ağaçları kesilerek yerine kiraz ve vişne dikilmeye başlandı. Bir süre kiraz ve vişne devam etti bakımı zor olan ağaçlar verimden düşmeye ve kurumaya başlayınca ağaçlar kesilerek armut fidanları dikilmeye başladı. Halen armut fidanlarının bakımı yapılarak bir çok bahçede armutçuluk yapılmaya devam etmektedir. Günümüzde baktığımızda eskilerde elma bahçesi olan alanlarda besicilik yapılmakta veya başka amaçlarla değerlendirilmektedir. Bina yapılan alanlarda çoğunluktadır.
|
||||||||
|