TARLALARIN SÜRÜLMESİ-EKİLMESİ-YOLUNMASI-BİÇİLMESİ
Sulama imkânı olmayan alanlar ekilirdi. Aileler ihtiyacına göre buğday, arpa veya değişik ürünleri ekerlerdi. 60larda 70lerde Eylül veya Ekim aylarında iki öküzle çekilen sabanlarla sürülürdü. Öküzlerle sürme işi çok uzun sürerdi. Öküzlerden sonra ise atlarla tarlalar sürülmeye başlandı.
Sabanlardan sonra pulluklarla sürülmeye başlandı. Önce iki atla yapılan sürme işlemleri sonraları tek atla yapılmaya başlandı. Atlarla sürülürken traktörler yaygınlaşınca sürme işleri traktörlerle yapılmaya başlandı. Alınan ürünün artması için 70lerin ortalarına kadar tarlalar nadasa bırakılırdı. Verim alabilmek için bir yıl ekilir bir yıl nadasa bırakılırdı.
Hayvanlarla günlerce süren tarla sürme işlemi traktörlerle saatlere kadar düşmüştür. Sürme işlemi biten tarlalar verimi artması için ikileme adı verilen şekilde ikinci defa sürülür ikinci sürme işi bitince ise ekim yapılırdı.
Ekim işi ise tarlayı süren çiftçi torbaya doldurduğu buğdayı avuçla alıp mümkün oldukça eşit oranda tarlaya saçardı. Buğdaylar saçıldıktan sonra saçılan buğdayın toprak altında kalması için sürgü denen aparatla tarla dolaşılarak buğdayların toprak altına alınması sağlanırdı. Sürgü kesek denen toprakların kırılmasını sağlardı.
Ekinlerin iyi büyümesi için tohumdan yeni çıktığı dönemlerde topraktan 5-10 santimetre yükselince koyunlar tarlaya sürülüp ekinler yedirilirdi. Bu şekilde ekinler gürleşir verim güzel olurdu. Tabi ki koyunlara yedirme işi belirli zamanda ve aşırıya kaçmadan olmalıdır Aşırı olursa verim düşer faydadan çok zarar görülürdü.
Temmuzda ekinler olgunlaşmaya başlar ilk olgunlaşanlar ise Yalvaçlının daban olarak değerlendirdiği düz ve güneşi iyi alan kesimdekiler olurdu. Tarladaki ekinler iyice olgunlaşıp sarardıklarında ise ekin yolmaya başlanırdı.
Ekinler ekin yolma orakları ile elle yolunur yolunan ekinler deste adı verilen küçük yığınlar olarak bırakılırdı. Tüm tarlada yolma işlemi bittikten sonra ise desteler bir yere toplanır ve toplanan ekinlere yığın denirdi.
Ekin orakları ile yolma işlemi uzun ve yorucu olunca Tırpanla ekinler biçilmeye başlandı. Tırpana Yalvaçlı kosa diye adlandırdığı için ekinler kosa ile biçilirdi. Kosa ile ilk biçilmeye başlandığı yıllar ekinler biçildiği gibi dağınık olurdu. Dağınık kalmasın diye kimileri kosaya taktıkları aparatla kimileri ise ayaklarına taktıkları aparatla deste haline getirilerdi.
Kosa üzerine ince çubuklardan yapılan ve kosanın sapına tutturulan aparat ile ekin biçilirken biçilen ekinler kosa sapındaki aparata toplanır ve bir miktar olduktan sonra ise deste olarak bırakırlardı.
Ayağa takılan aparat ise genelde söğüt dallarından yapılır ayağa bağlanır kosa ile biçilen ekinler söğüt dalları ile toparlanıp deste yapılır ve bir noktaya bırakılırdı.
Ekinler nemli ise biçildikten sonra bir süre bekletilir iyice kuru ise hemen toparlanıp yığın haline getirilerek harmanlara taşınırdı.
Yılların getirdiği teknolojik gelişme ile önce traktörlerin arkasına bağlanan biçme aparatı daha sonrası ise biçerdöverler tarlalardaki ekinlerin kısa sürede ambarlara girmesini sağladılar.
|
||
|